SEYTAN KIMLERDEN KACAR?
Şeytan, kovulduktan
sonra insanları azdırmak için Allahu Tealâ’dan mühlet istemiş ve
kendisine kıyamete kadar mühlet verilmiştir. Bundan sonra bütün
gücünü, insanları doğru yoldan saptırmaya harcamıştır ve kıyamete
dek bunun için çalışacaktır.
İblis, peygamberleri, evliyayı,
alimleri görmüş, Allah’a yakınlıklarına, ibadetlerine şahit
olmuştur. Bunun yanında nice azgınları görmüş, onlarla müştereken
Allah’a isyan etmiştir. Şeytan çok bilgili ve tecrübelidir.
Hepimizin ilim ve tecrübesini toplasak, onunki kadar olmayabilir.
Hz. Muaz b. Cebel r.a. şöyle rivayet ediyor: “Bir gün
Rasul-i Kibriya s.a.v. ile beraberdik. Kapı vuruldu ve bir ses
geldi:
- Girmem için izin verir misiniz? Benim sizden bir
dileğim var.
Rasulullah s.a.v. Efendimiz, gelenin İblis
olduğunu söyledi ve içeri girmesine izin verdi.
Huzura giren
İblis, Allahu Tealâ’nın emriyle geldiğini, asla yalan
söylemeyeceğini, eğer yalan söyleyecek olursa Allah’ın şiddetli
azabına uğrayacağını; bu yüzden ayet-i celileleri şahit göstererek
konuşacağını bildirdi. Bunun üzerine Peygamber s.a.v. Efendimiz ona
bazı sorular sordu.
En sevmediği kişiler sorulduğunda,
İblis, başta Hz. Peygamber s.a.v., sonra dört mübarek halife, sonra
da Sahabe-i Güzin’i söyledi.
Sonra Rasulullah s.a.v.
Efendimiz, İblis’e şu suali sordu:
- Bizlerden sonra kimleri
sevmez ve kimlere buğz edersin?
- Müttaki bir gence, ki
varlığını Allah yoluna vermiştir.
- Müttaki gençten sonra
kimi sevmezsin?
- Şüpheli işlerden sakınan sabırlı alimi
sevmem.
- Sonra?
- İslâm’a göre temizliğe dikkat
edeni sevmem.
- Sonra?
- Sabırlı olan fakiri sevmem.
İhtiyacını hiç kimseye anlatmaz, halinden şikayet etmez.
-
Bu fakirin sabırlı olduğunu nasıl anlarsın?
- Ya Muhammed!
İhtiyacını kendi gibi birisine açmaz. Onun sabrını, halinden şikayet
etmeyişinden anlarım.
- Sonra kimi sevmezsin?
-
Şükreden zengini.
- O zenginin şükrettiğin nasıl anlarsın?
- O kimse, helal yoldan elde edip yerine harcıyorsa, bilirim
ki o şükreden zengindir.
- Kimleri azdırır, kimleri
azdıramazsın?
- Allah’ın halis kullarını azdıramam.
- Onların halis kul olduğunu nasıl anlarsın?
-
Bilmez misin ya Muhammed; bir kimse ki parasını, pulunu sever, o
Allah için ihlâsa sahip değildir. Bir kimse ki parasını, pulunu
sevmez; övülmekten hoşlanmaz, bilirim ki o ihlâs sahibidir. Onu
hemen bırakır ve kaçarım.
Bir kul, malı, rütbeyi, övünmeyi
sevdiği, kalbi de dünya arzularına bağlı kaldığı müddetçe, bana en
çok itaat edendir. Mal sevgisi büyük günahların en büyüğüdür.
Bilmez misin ey Muhammed; benim yirmibeşbin tane çocuğum
vardır. Onların bir kısmını alimlere, hocalara gönderirim, bir
kısmını gençlere yollarım, bir kısmını meşayihe gönderirim, bir
kısmını da ihtiyar kadınlara musallat ederim. Gençlerle aramızda
hiçbir anlaşmazlık yoktur. Onlarla çok iyi geçiniriz. Çocuklara
gelince, onları da kullanabiliriz.”
Bu anlatılanlardan,
İblis’in geniş bilgi ve tecrübe sahibi olduğunu, insanı
kandırmaktaki maharetinin bunun üzerine bina edildiğini anlıyoruz.
Fakat şeytan, dilediğine ipini takıp hiyanete, küfre
sürükleyemez. Hz. Peygamber s.a.v.’e dilediğini hidayete götürme
selahiyeti verilmediği gibi, İblis’e de istediğini azdırma yetkisi
verilmemiştir. Şu halde ‘şeytan beni kandırdı’ demek doğru değildir.
Bu sözü, ‘insan, çirkin işleriyle şeytanı kendine davet etti. Günah
ve isyan ile şeytanı sevindirerek kol kola, el ele, iki arkadaş gibi
geçinip gittiler’ diye düzeltmek gerekir.
Biz kandırılacak
tavır ile isyana girdik, nefsimizin hevasına uyup, Allah’a isyankâr
bir tavır takındık. İblis de bizi beğendi ve sevdi. Çünkü o kötü
işimiz şeytanın kandırma işine uydu. Yoksa takva sahibi bir mümin,
Allah’a ibadet ve taatta iken, şeytan onun kılına dokunamaz.
|
|